Nuh Lalbay ''fotoğraf''
26 Mart 2014 Çarşamba
22 Mart 2014 Cumartesi
Aynalar
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karsıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasat yerinde demet;
Merhamet, sucumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karsıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasat yerinde demet;
Merhamet, sucumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
19 Mart 2014 Çarşamba
OTEL ODALARINDA
OTEL ODALARI
Bir merhamettir yanan, daracık odaların,
İsli lambalarında, isli lambalarında.
Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aynalarında, küflü aynalarında.
Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.
Bir sırrı sürüklüyor, terlikler tıpır tıpır,
İzbe sofalarında, izbe sofalarında.
Atıyor sızıların, çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.
Kulak verin ki, zaman, tahtayı kemiriyor,
Tavan aralarında, tavan aralarında.
Ağlayın, âşinasız, sessiz, can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında !.....
Necip Fazıl Kısakürek
Bir merhamettir yanan, daracık odaların,
İsli lambalarında, isli lambalarında.
Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aynalarında, küflü aynalarında.
Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.
Bir sırrı sürüklüyor, terlikler tıpır tıpır,
İzbe sofalarında, izbe sofalarında.
Atıyor sızıların, çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.
Kulak verin ki, zaman, tahtayı kemiriyor,
Tavan aralarında, tavan aralarında.
Ağlayın, âşinasız, sessiz, can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında !.....
Necip Fazıl Kısakürek
Yalnızlığın şiiridir. Hayrını görün.
1 Mart 2014 Cumartesi
14 Şubat 2014 Cuma
Ne pencereymiş arkadaş!
Bir hastane odasında, ister hasta ol ister refakatçi, dardır dünya biraz. Duvarlar daha kalındır. Tavan daha basık. Odaların camları küçücük. Işık bile giremez içeri.Oksijen bile daha az olabilir. Bir dermanı vardır elbet derdinin. Yada yoktur. Zor düşünür, zor güler,zor hisseder, çokça bunalırsın. Lakin büyükçe bir pencere; manzarası olmasada olur, iyi gelir sanki. Çokça ışık verir, çokça hava, çokca umut. Bazen bir pencere ,dışarıda görecek birşey olmasada, çok şey verir. Bazen bir pencere iyi gelir.
(Bu fotoğraflar bir hastanenin servis kısmındaki koridorlarda cep telefonuyla çekilmiştir.)
Bir hastane odasında, ister hasta ol ister refakatçi, dardır dünya biraz. Duvarlar daha kalındır. Tavan daha basık. Odaların camları küçücük. Işık bile giremez içeri.Oksijen bile daha az olabilir. Bir dermanı vardır elbet derdinin. Yada yoktur. Zor düşünür, zor güler,zor hisseder, çokça bunalırsın. Lakin büyükçe bir pencere; manzarası olmasada olur, iyi gelir sanki. Çokça ışık verir, çokça hava, çokca umut. Bazen bir pencere ,dışarıda görecek birşey olmasada, çok şey verir. Bazen bir pencere iyi gelir.
(Bu fotoğraflar bir hastanenin servis kısmındaki koridorlarda cep telefonuyla çekilmiştir.)
1 Ocak 2014 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)